Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan zelzelelerin akabinde 50 binden Çok insan hayatını kaybederken, milyonlarca insanın hayatı ise direkt etkilendi. Sarsıntıda yıkılan binalar ortasında okulların da olması, depremzede çocukların eğitime nasıl devam edeceği ve devam etmeli sorularını akla getirdi.
Psikolog Ayşe Parıltı Bilginturan, sarsıntının Olumsuz tesirleriyle hala gayret edildiğini Anlatım ederek, depremzede çocukların okullara dönüş süreciyle ilgili bilgiler verdi.
Depremin sarsıcı tesirleriyle çocukların baş etmesinin biraz daha güç olabileceğini Anlatım eden Bilginturan, “Peki biz çocuklarla afet hakkında nasıl konuşabiliriz? Öncelikle çocuğun ne bildiğini anlamakta fayda var. Zira burada bilgi eksikliklerini ve belirsizlikleri gidermek Fazla değerli. Artık yaşadığımız süreç olağandışı bir süreç olduğu için olağandışı reaksiyon vermek de Fazla olağan aslında. O yüzden çocukların hislerine Meydan açmak da Fazla değerli. Hislerin olağan olduğunu söylemek Fazla Kıymetli ancak bu etaba gelene kadar, beslenme, uyku tertibi üzere rutinlerde kalmanın da Fazla Kıymetli olduğu unutulmamalı” dedi.
‘OKULA DÖNÜŞÜN UYGUNLAŞTIRICI TESİRİ VAR’
Psikolog Bilginturan, çocuğun alışık olduğu şeyleri yapmasının bu süreçte Fazla Bedelli olduğunu kaydederek, “Fakat bu rutin içinde okulun da Fazla Kıymetli bir yeri var. Çocuklar okulda daha Fazla akranlarıyla bir ortaya gelme muhtaçlığını karşılıyor. Gerek olağanlık hissinin oluşmasında gerek süreklilik hissinin oluşmasına Yardımcı oluyor. Bu yüzden okula gitmek bu durumda Fazla Kıymetli ve değerli. Olağandışı bir süreç içerisindeyiz. Bu yüzden olağandışı yansılar aslında olağan reaksiyonlar. Olağan ki hala Emniyet muhtaçlıkları karşılanmamış bir çocuktan okula gitmesini beklememiz Fazla olağan değil. Ama Doğal ki rutinde kalması onu uygunlaştırıcı bir tesire sokacaktır. Bu yüzden daha Fazla etap aşama, alıştırarak, öğretmenlerle Amel birliği içerisinde çocuğu bu formda teşvik ederek okula çekebiliriz. Çocukların oyunu Fazla değerli. Çünkü çocuklar oyunlarında zelzelesi canlandırabilir. Bağırabilirler, Öbür sesler çıkartabilirler. Burada telaş etmemek nitekim Fazla değerli. Zira bunların hepsi bir güzelleşme aslında. Bu süreçte çocuklara dayanak olmak aslında en Değerli kriter. Onlara hem umutlu hem de gerçekçi bilgi vermek Kıymetli olacaktır” diye konuştu.
‘TRAVMA YEME BOZUKLUKLARINA Sebep OLABİLİR’
Diyetisyen Saadet Şık ise, sarsıntının akabinde çocuk yetişkin ve yaşlılarda ruhsal travmaya neden olabilecek yaşantılardan kimilerinin beslenme bozukluklarına Sebep olabileceğini söyleyerek, “Günümüzde yaşanan zelzele felaketi sonrasında da ne yazık ki birçok beslenme bozuklukları ortaya çıktı. Travma, biyolojik bir tesir oluşturabilir ve bu durum ne yazık ki yeme bozukluklarına Sebep olabilir. Bilhassa hedonik açlık dediğimiz duygusal yeme, kişinin aç olmadığı halde büsbütün Beğeni almak için, tadı için, beslenme durumudur. Bu durum zelzele devrinde birçok insanın karşısına çıktı maalesef. Bilhassa tıkınırcasına yeme bozukluğu bireylerde süratli bir biçimde kilo artışına Sebep oldu ve bu durum da maalesef daha da gerilimli bir periyodu beraberinde getirdi. Olağanlaşmaya başladığımız bu süreçte bireylerde Fazla daha zahmetli süreçler doğurmaya başladı” tabirlerini kullandı.
Probiyotiklerin bağırsak bakterilerini güzelleştirerek gerilimle başa çıkmada tesirli bir yol olabileceğini de kelamlarına ekleyen Diyetisyen Şık, “Bu süreçte bireylere probiyotik desteği alımını ya da en azından yoğurt tüketimini önerebilirim. Birebir vakitte C vitamini de bizim gerilimle başa çıkmanıza Fazla tesirli olacaktır. C vitamini, turunçgillerden alınabilir. çok rahat bir formda portakal, mandalina tüketilebilir” dedi.
Yorum Yok