Şarkılar Bizi Söyler 72. Kısım Fragmanı yayında! Müzikler Bizi Söyler’in 15 Nisan Cumartesi yayınlanacak olan yeni kısmında “Türkü Gecesi” konseptli müzikler söylenecek.
15 Nisan Cumartesi akşamı yayınlanacak olan yeni kısmın konukları Resul Dindar, İsmail Altunsaray, seçkin Balkır, Tuğçe Kandemir, Kaan Kısaparmak ve Coşkun Sabah oluyor.
İSMAİL ALTUNSARAY KİMDİR?
19 Ağustos 1980 tarihinde Halil İbrahim ve Kevser Altunsaray’ın oğlu olarak Kırşehir’de doğan İsmail Altunsaray, 12 yaşında ablasının Armağan aldığı bağlama ile müzik hayatına başladı. Aslında ablası ona İkram olarak Keman almak istiyordu Ancak parası yetmediği için Bağlama aldı. 1997 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Temel Bilimler Bölümü’nü kazandıktan sonra tahsili boyunca kendi üniversitesi başta olmak üzere Türlü üniversite ve toplulukların Ulusal ve memleketler arası etkinliklerinde yer aldı. 2002 yılında konservatuvar eğitimini tamamlayan Altunsaray, 2003 yılında TRT İstanbul Radyosu Türk Kamu Müziği Birimi’ne akitli sanatçı olarak kabul edildi. Bu devirde Çeşitli televizyon ve radyo programlarında icracı ve solist sanatçı olarak yer aldı.
İSMAİL ALTUNSARAY’IN MÜZİK YAŞAMI
2002 yılında konservatuvar eğitimini tamamlayan Altunsaray, 2003 yılında TRT İstanbul Radyosu Türk Kamu Müziği Birimi’ne akitli sanatçı olarak kabul edildi. Bu devirde Türlü televizyon ve radyo programlarında icracı ve solist sanatçı olarak yer aldı.
2005 yılında Haliç Üniversitesi Toplumsal Bilimler Enstitüsü Türk Musikisi anne Sanat Kolu Yüksek Lisans Programı’nda lisansüstü eğitimini muvaffakiyetle tamamladı.
İTÜ Kamu Bilimleri ve Sanatları Kulübü’nün 2006 yılından beri düzenlemekte olduğu; Neşet Ertaş, Musa Eroğlu, Erkan Oğur üzere ustaların da iştirakiyle gerçekleşen “İTÜ Bağlama Günleri” etkinliğinde solo performanslar gösterdi.2008 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma Yönetiminin (TİKA) takviyesiyle düzenlenen 9. Memleketler arası Sürmeli Şenliği bünyesindeki Nida Tüfekçi Altın Bağlama Kültür Sanat Mükafatları ismini taşıyan tertipte Türk Kamu Müziği İcracılık Dalı’nda Teşvik Mükafatı aldı.
Altunsaray, 22 Nisan 2009 tarihinde Avrupa’nın en itibarlı konser salonlarından Berliner Philharmoniker Chamber Music Hall’da, Bozlak ve Flamenko sentezinin muvaffakiyetle gerçekleştiği bir konsere imza attı. Alla Turca: Orient and Occident Meet for a Cultural Dialogue of Instruments and Voices başlıklı konserde, kendisine kopuz ve perdesiz gitarda Erkan Oğur ile İspanyolların dünyaca tanınmış flamenko gitaristi Paco Peña ve klasik manada dünyaca tanınmış vokallerinden biri olan Miguel Ortega eşlik etti.
5 Şubat 2011 tarihinde Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleşen, Bozlak’tan Flamenko’ya İki Gözden Bir Damla isimli konserde İsmail Altunsaray, Ulusal Cordoba Flamenko Mükafatı almış İspanyol sanatçı Ye Ye De Cadiz ile birlikte başarılı bir performans sergiledi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Ses Eğitimi Kısmında 2009-2011 yılları ortasında “THM Repertuvarı Öğretim Görevlisi” olarak misyon yapan İsmail Altunsaray, Anadolu müzik kültürüne sahip çıkarak Türk Kamu müziğinde ekol olmuş birçok ustanın haklarını titizlikle savunan Kalan Müzik şemsiyesi altında 21 Eylül 2011 tarihinde İncidir isimli albümünü çıkarmıştır.
Anadolu Abdalları’nın-Ustaların diyarı Kırşehir’de doğup büyümüş olan İsmail Altunsaray, Abdal aşiretine mensup olmamasına Karşın Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş, Hacı Taşan ve Çekiç Ali üzere efsanelerden feyz alarak sanatını, bağlama ve vokal icrasını ve tutumunu geliştirmiş, konservatuvarda aldığı nazari bilgiler ile harmanlayarak hem alaylı hem mektepli Az sanatkarlar ortasına girmiştir. Bu özelliği ile Neşet Ertaş ekolünün yeni Jenerasyon içindeki onlarca temsilcisinden bir adım öne çıkmıştır.
Yurt içinde olduğu kadar Yurt dışında da vermiş olduğu sayısız konserler ve dünya çapındaki sanatkarlarla birlikte gerçekleştirdiği sahne performansları ile dikkatleri çeken İsmail Altunsaray 18 Mart 2013 tarihinde Azerbaycan’ın başşehri Bakü’de düzenlenen Mugam Dünyası Şenliğinde ülkemizi temsil etmiştir. Bir röportajında Altunsaray,
“Orta Anadolu’nun tamamında, varlığını tüketime dair eserler sunarak sürdüren, hiçbir edebi bedele ve alt yapıya sahip olmayan, yakışıksız arkadaş meclislerinden etrafımıza denetimsizce saçılan, ayrıyeten geniş kitleler tarafından kabul görmesi, ticari getirisi ve halk kontrolünün yoksunluğundan aldığı cüretle kültürümüze yaptığı her türlü müdahaleyi kendine hak gören, müzikal olaraksa icra, entonasyon ve klasik form bilgisi vb. ögelerden olabildiğince Irak bir “müzik türü” empoze edilmek isteniyor, üstelik de kültürümüzün bir modülü denilerek.. Birçok değerli ustaya kucak açmış olan başkentimiz Ankara; büyükşehir olması, kozmopolitleşen yapısı, Orta Anadolu Klasik Kültürü’nün yeşerdiği ve saflığını koruyan birçok vilayetine komşu olması ve aldığı sosyal-ekonomik tabanlı göçlerin sonrasında ne yazık ki bu dejenerasyon halkasının da başşehri olmuştur. Yüzyıllardır “Hakikât Elçileri” ustalarımız tarafından lisandan lisana aktarılmış ve gönülden gönüle köprüler kurmuş ve bugünlere taşınmış türkülerimize yapılan bu pervasız teşebbüsleri Anadolu Kamu Kültürü’ne yapılmış bir ihanet olarak görüyorum.”
diyerek bu noktada Muharrem Usta’nın, Hacı Taşan’ın, Çekiç Ali’nin taşıdığı geleneğin uğrayabileceği dejenerasyonun önüne geçilmesi ismine kararlılığını ortaya koymuştur. Altunsaray, Çekiç Ali üzere seri, Hacı Taşan üzere lirik, Neşet Ertaş üzere yaratıcı, Muharrem Ertaş üzere otantiktir.
Yorum Yok