Özel bir okulda Dünya Sanat Günü nedeniyle bir Faaliyet düzenlendi.
Etkinliğin konukları Müzik Kelamı Muharriri, Bestekar ve Sanatçı Sıla Gençoğlu, Orkestra Şefi, Bestekar ve Müzik Yöneticisi Burak Erkul, Sinema ve TV Direktörü Simge Öngören, Oyuncu ve genel Sanat Direktörü Kıvanç reis ve Ressam Salih Keleş oldu.
Katılımcılar öğrencilere tiyatro, sinema, müzik ve görsel sanatlar üzerine tecrübelerini ve fikirlerini aktardı ve gelen soruları cevapladı. Öğrenciler konukların mesleklerine başlarken nasıl bir serüvenden geçtiklerini, teknoloji ve sanatın meslekleriyle bağını konuştu.
OKULU BIRAKARAK CAZ EĞİTİMİ ALDI
7.ve 8.sınıf öğrencileri sanatçı Sıla Gençoğlu, Orkestra Şefi ve Bestekar Burak Erkul bir ortaya gelerek müzik, sanata nazar açısı ve müzik ve sanatta teknolojinin tesirini tartıştı.
Sıla müziğe nasıl başladığı sorusana üç yaşındayken radyoda duyup ezberlediği şarkıyı söylerken annesinin ayrım etmesi ve elindeki tabakları düşürdükten sonra sürecin başladığını belirtti.
Okuldayken Fazla yaramaz olduğu ve çalışkan bir Talebe olmadığını söyleyen Sıla Fransızca dersini Fazla sevdiğini ancak kendi tabiriyle haytalık peşinde olduğunu anlattı. İstanbul Üniversitesi’nde bir Yıl Fransız Lisanı ve Edebiyatı okuduktan sonra müzikle ilgilenmek istediğini ayrım ettiğini ve okulu bırakarak Caz eğitimi aldığını belirtti.
“SANATÇILAR GÖRÜNÜRLÜĞÜNDEN ÖTÜRÜ ÖN AYAK OLMALI”
“Toplumsal mevzuların ve toplumsal mesuliyet bahislerinde kişinin yaptığı yardımları ‘bir elin verdiğini diğer el görmez’ diyerek büyütüldük” diyen Sıla, “Sanatçılar görünürlüğünden Dolayı ön ayak olmalı. Yaşadığımız üzücü Gaziantep merkezli sarsıntıda Cüneyt Özdemir’in kendi kanalında paylaştığı 11 yaşında üç öğrencinin eğitim masraflarını üniversite sonuna kadar dayanak olacağız. Bu devinim Öbür insanları da harekete geçirdiği için Fazla Mesut olduğunu belirtti. Bu olayı bir kampanyaya çevirmeye karar verdik” dedi.
“YAPTIĞINIZ İŞE AŞIK OLMANIZ GEREKİYOR”
Söz yazarken nasıl bir ortamda olmak istersiniz sorusuna ise ‘sessiz’ bir ortamda notlarına bakarak yazdığını söyleyen Sıla, “Şarkı kelamı yazabilmek içinde aslında insanın psikoloji, fotoğraf, heykel üzere pek Fazla alanla ilgilenmesi, aktüel mevzuları takip etmemiz, güzel okuma yapılması ve yaptığınız işe aşık olmanız gerekiyor. Türkçe öğretmeni Mümtaz Kocayiğit’le birlikte çalıştığım defterleri saklıyorum ve Türkçe ile haşır neşir olmasındaki mihenk taşı öğretmenin Kıymetli rolü olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Öğrencilerin ‘Hangi kadrosu tutuyorsunuz?’ sorusuna ise Galatasaray’ı tuttuğunu ve aslında babasının Fenerbahçe’yi tuttuğunu söyleyen Sıla, “Amcam çocukken aklımı çelip beni Galatasaraylı yaptı. Bu sebeple evvelden babamla tartışmıştım. Şimdilerde ise İlker Kaleli ile bu bahis üzerinden Fazla tartışıyoruz. İlker ‘Baban Fenerbahçe’li ben de öyleyim, sen nasıl Galatasay’lı olursun’ diyor” tabirlerini kullandı.
Sıla Gençoğlu, ‘Hayatınızda düzgün ki dediğiniz an’ sorusuna ise mesleksel olarak her sahnede, her müzik kelamında her üretim anında olduğunu söyledi.
Söyleşinin akabinde Sıla ‘Yan Benimle’ müziğini seslendirerek ide öğrencilerine sanat, hayat, müzik üzerine notlar bırakarak okuldan ayrıldı.
“SANATIN HER ALANINA İLGİ DUYMAK BAŞARIYI GETİRİYOR”
Burak Erkul ise mesleğine Fazla Ufak yaşta karar verdiğini ressam annesi ve balerin ablasından Dolayı sanat ile ilgilendiğini belirterek, “İlk Mozart’la tanıştıktan sonra opera yazmaya karar verdim. Beste yaparken ‘sessiz ve kahve’ olan bir ortamda çalışıyorum. Biricik bir sanat branşında ilerleyebilmek için de sanatın her alanına İlgi duymak başarıyı getiriyor. Uğraş için dürüstlük değerli, içten olanın dışa vurulması gerekiyor. Hayatının geneli için düzgün ki diyebilirim. Geldiğim noktadan Fazla mutluyum” dedi.
Burak Erkul mesleğine Fazla Ufak yaşta karar verdiğini ressam annesi, balerin ablasından Dolayı sanat ile ilgilendiğini vurguladı. Simge Öngören ise mesleğine Yeniden çocuk yaşlarda direktör babasıyla gittiği setlerde karar verdiğini ve bu kararından Fazla şad olduğunu lisana getirdi. Ressam Salih Keleş ise İdadi çağlarında fotoğraf yapmaya başlayıp hayatını fotoğraf üzerine kurmaya verdiğini ve renklerin hayatının olmazsa olmazı olduğunu söyledi.
Kıvanç reis ise İdadi çağında Fazla ders çalışmadığını okuduğu okulun tiyatro koluna yazılıp oyuncu olmaya karar verdiğini söyleyerek, “Oyuncu olmaya karar verdikten sonra başarılı olmak için sahiden Fazla çalışmak gerekiyor” dedi. Lider, ‘Oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz?’ sorusuna ise bakkal olmak istediğini lakin mesleğini Fazla sevdiğini söyleyerek Karşılık verdi.
Yorum Yok