Türkiye Fazla kuvvetli bir devirde, Değerli tercihlerin yapılacağı bir seçim sürecine girdi. Sarsıntının yıktığı binalar nedeniyle vefat eden şahıs sayısı 46 bini aşarken afetin Aka maddi maliyetleri de ortaya çıkmaya başladı. Bu durum, aslında ekonomik krizde olan Türkiye’yi istikbal günlerde daha da zorlayacak. Lakin cumhurbaşkanı adayları ve seçim tarihinin netleşmesi ise bir değişim periyoduna işaret ediyor.
AVRASYA YERİNE AB
Özellikle mali piyasalar bu hususta ipuçları veriyor. mesela Borsa İstanbul “Millet İttifakı”nda geçen hafta sonu yaşanan krizin yeni hafta çözülmesi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim tarihini 14 Mayıs olarak açıklaması sonrası tekrar yükselişe geçti. Türkiye’nin risk priminde (CDS) de düşüş var. BİST-100 cuma gününden bugüne yüzde 3.25 artarken CDS 555 baz puandan 515’e geriledi. Orta vadeli tesirler konusunda ise gözler enflasyon, İhracat ve yatırımlarda. Süreci pahalandıran isimlerden Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, olağanda bu türlü “sol” etiketli bir Namzet açıklanınca finansal piyasaların huzursuz olmasının bekleneceğini anımsatarak bugünkü Olumlu havayı şöyle yorumladı: “Birincisi, Saray rejiminde öylesine keyfi siyasetler izleniyor ki, kapitalist rasyonalitenin öylesine dışına çıkılıyor ki, seçilme talihi olan Mesul bir Namzet Tekrar de Erdoğan’a tercih edilir. Esasen nihayet yıllarda sıcak Nakit ülkeyi büsbütün terk etmiş, borsadaki portföyünü 25.5 milyardan 1.3 milyar dolara çekmişti. Muhalefet adayının kazanması halinde nasıl olsa muhakkak bir kapital girişi olur bu da borsaya, döviz kuruna Olumlu tesir yapar. beklentisi oluşmuştur. İkincisi, millet İttifakı genelde Batıcı, ABDAB’ye daha yakın bir birliktelik. Erdoğan ise Avrasyacılık, RusyaÇin yakınlaşması ile Atlantikçilik ortasında tahterevalli oynuyor. Bu istikametiyle de kuvvetli bir muhalefet adayı piyasalara tatlı gelmiş olabilir” dedi. Kozanoğlu ayrıyeten, seçime düşük bir enflasyonla girme ihtimalinin de kalmadığını belirtti. Yatırımcıların daha kurumsal ve inançlı bir ülke beklentisine girmiş olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Cem Başlevent de, “Kılıçdaroğlu kazanırsa tekrar bilimsel ve tesirli iktisat siyasetlerine geçileceği için faizler yükselecektir. Bu da borsadan bir çıkış getirecek lakin bunun bilinmesine Karşın borsanın yükseliyor olması itimat ve kurumsallık beklentisinin güçlenmesi olarak yorumlanabilir” dedi. Ayrıyeten seçim periyoduna girilirken zelzelenin ekonomik tesirlerinin daha net hissedileceğini anlatan Başlevent kelamlarını şöyle sürdürdü:
ÜRETİM vuruş ALDI
“Bölgedeki üretim ve İhracat vuruş aldı. Bunun enflasyon artırıcı bir tesiri olacak. Hükümet de insanlara Nakit dağıtıyor bugünlerde, bu da Nakit arzının genişlemesine yol açacak ve enflasyonu tetikleyecek. Bir taraftan da hükümet harcamaları olacak altyapılar, yollar, konutlar vs. yapılacak. Bu da enflasyon demek.”
SEÇMENİN ÖNCELİĞİ AFET VE YOLSUZLUK
Bu kadar spekülatif bir borsanın iktisadi temellerle yorumlanmasının Fazla güç olduğunu belirten Prof. Dr. Erinç Yeldan, seçim sürecine ait şu değerlendirmeyi yaptı: “Deprem travmasından geçmiş yüksek cari açığı olan, enflasyonu yüksek bir iktisat Fazla kırılgan olur. Borsa da bu kırılganlık sebebiyle Daimi dalgalanacaktır. Seçime kadar bu türlü masraf. Yüksek enflasyon da kaçınılmaz olacak tabi. fakat ben artık seçim kararında ekonomik parametrelerden Fazla zelzelenin, oradaki müdahale biçiminin ve yolsuzlukların Fazla daha Değerli olduğunu düşünüyorum.”
Yorum Yok