Hatay’da gecenin birinci saatlerinde başlayan fırtına dün akşam saatlerine kadar tesirli oldu. Kentte, sarsıntılar sonrası yürütülen çalışmaları Olumsuz etkileyen fırtına, kurulan birtakım barınma ve hizmet çadırlarının bozulmasına yol açtı.
Fırtına, Hatay iktisadında Kıymetli bir yer tutan tarım üreticisinin çalışmalarına da ziyan verdi. Çiftçilerin eserlerini kış şartlarından korumak için oluşturdukları seraları tahrip oldu.
Seralarda salatalık, kabak, fasulye üzere eserler bulunduğunu belirten Döğüşgen, şöyle konuştu:
“Seralarımızda bölgede yetişen her türlü eserimiz bulunuyor. eser Eda kademesine gelen eserler var. Sarsıntıda meskenlerimizi kaybetmişken önümüze bakabilmek, hayata devam edebilmek için eserlerimize sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bu Çaba içindeyken zelzele felaketinin akabinde bu Sefer fırtına geldi. Biz çiftçiyiz, azimliyiz. Emeğimize, toprağımıza, seralarımıza dört kolla sarılacağız fakat elimizden bir şey gelmiyor. Seraları, eserleri tekrar ayağa kaldırmak için sera naylonuna, ilaç ve gübreye muhtaçlığımız var, Hatay’da bunları temin edebileceğimiz yerler faaliyette değil. Eserimizin yüzde 70-80’inin üzeri açıkta. Burada kış şartları şimdi bitmiş değil. mahsul rüzgarda, yağmurda ziyan görecek. Bu seraların üzerini 3-4 gün içinde kapatamazsak bitkilerin tamamını kaybedeceğiz. Şu anda Özellikle sera naylonuna gereksinimimiz var. Bunların ölçüsü belirli, dayanak verebileceklerin yardımlarını bekliyoruz. ziyan gören herkes bırakırsa burada kimse kalmaz. Ailelerimizi alıp biz de Öbür yerlere gitmek zorunda kalacağız lakin nereye gideceğim, nasıl gideceğim? Benim anladığım Amel bu ve yetişmeye Amade bir eserim vardı.”
“TIRNAKLARIMIZLA HAFRİYATA KAZIYA TOHUMU SOFRAYA TAŞIYORUZ”
Normalde sera naylonunu çarşıdaki tedarikçi ve toptancılardan aldıklarını Anlatım eden Döğüşgen, sarsıntıdan sonra Antakya’da çarşının kalmadığını, hiçbir dükkanın faal olmadığını anlattı.
Mehmet Döğüşgen, “Zorluklar üst üste geliyor ancak devam edeceğiz, kararlıyız, işimizin başındayız. Biz çiftçiyiz, tırnaklarımızla hafriyata kazıya bir tohumu sofraya taşıyoruz. Buradan ayrılmayacağız, toprağımızı, eserlerimizi bırakmayacağız lakin bugünlerde dayanağa gereksinimimiz var. Bu seraları kapatmamız, gübresini, ilacını atmamız lazım.” dedi.
Yorum Yok