Sosyal medya mecralarının, Özellikle Twitter’ın sarsıntının birinci anlarından itibaren bağlantının merkezi olduğu herkesçe biliniyor. Bahsin uzmanları, bu mecraların güç günlerde acıyı çoğaltmak için değil, dayanışma için kullanması gerektiğinin altını çiziyor.
SOSYAL MEDYA İRTİBATIN MERKEZİ OLDU
Depremin birinci dakikalarından itibaren bütün ülkenin yaşananları öğrenmek için toplumsal medyaya akın ettiğini Anlatım eden Toplumsal Medya Araştırmacısı umut Sanlav şöyle konuştu:
- “Özellikle zelzele bölgesinde ailesi, yakınları ve arkadaşları olanlar bilgi almak için her türlü irtibat ağlarına koştular. Doğal anlık bilgi transferinin baş döndürücü süratle gerçekleştiği toplumsal medya mecralarının suratına, konvansiyonel medyanın yetişmesi Mümkün değildi. Sarsıntının hangi kentlerde hissedildiği, büyüklüğü, yıkımlara dair birinci bilgiler ile yıkıntı altından ‘yardım’ davetleri, fotoğraflı ve görüntülü olarak toplumsal medya mecraları üzerinden duyuldu.
- Özellikle Twitter dakikalar içinde irtibatın ve haber almanın merkezi oldu. Teknolojinin ve afetin müsaade verdiği imkanlar dahilinde bölgeden gelen yardım ve Temel muhtaçlık talepleri toplumsal medyada Özellikle Twitter’da süratle yayıldı. Toplumsal medya ve her türlü teknolojik irtibatın zelzele üzere her türlü afet durumunda ne kadar elzem olduğu, hayati değere sahip olduğu bir Defa daha ortaya çıktı.”
Sanlav, afet vakitlerinde toplumsal medyanın yanlışsız ve Mesul kullanım biçimlerini de şöyle anlattı:
İTFAİYECİ YAKLAŞIMI
“Doğruluğundan yüzde 100 emin değilsek paylaşmayalım. Doğruluğundan yüzde 100 eminsek de yeterlice düşünelim, dinamikler Daimi değişken. Olumsuz bir durum paylaşacaksak Fazla düşünelim. Bu paylaşım Afetzedeye ne katkısı olacak? Katkısı olmayacaksa paylaşmayalım “itfaiyeci yaklaşımı” uygulayalım. Nedir itfaiyeci yaklaşımı? Yangın çıkmış ortalık yanıyor, yangını mı söndürürsünüz? Alevlerin git gide büyüdüğü ortamda yangını bırakıp neden çıktı sanki diye Baş mı yorarsınız? önce yangın söndürülür, sonra nedeni araştırılır.”
AFETZEDELERİN TRAVMASINI ARTIRABİLİR
Deprem imajlarının toplumsal medya mecralarında düşünmeden paylaşılmasına da değinen Sanlav, kelamlarını şu halde tamamladı:
Deprem bölgesinde bir şahıs ile toplumsal medya üzerinde irtibata geçildiğinde korkuyla değil, tahminen teselli, tahminen yalnızca seni anlıyorum hissiyatını verecek halde konuşulmalı. Zelzelesi Allah’ın bir cezası olduğu biçiminde yorumlayan bireylerin bildirileri paylaşılmamalı. Çocuklar ekrandaki zelzele dehşetinden uzaklaştırılırken, internet ortamına başıboş biçimde salınmamalı. Birbiri gerisinde gelen görüntü tekliflerinde ekranlardan Fazla daha travmatik manzaralarla karşılaşabilirler.”
Yorum Yok